İlan

Dünyada Cereyan Eden Sosyolojik, Ekonomik ve Siyasal Değişimlere Bağlı Olan Entelektüel Düşünceler

 


   Öncelikle geleneksel suç kuramlarından bahsedecek olursak; Toplumlarda alışagelmiş suçların ( cinayet, saldırı, tecavüz, dolandırıcılık, gasp, taciz)  bütününe denilebilir. Çağdaş suç kuramları ise, teknolojik, sosyo ekonomik, kültürel siyasi anlamda gelişen, büyüyen ülkelerin veya toplumların suç işleme şekillerindeki değişimlere denilmektedir. Geleneksel suç kuramları dışında çağdaş suç kuramları üzerine çalışmalar yapmış sosyologlar ve yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan bazıları geleneksel suç kuramlarına karşı çıkmış, bazıları da esnetilmesi gerektiğin veya caydırıcılığının arttırılması gerektiğini savunmuştur. Bu yaklaşımlar şu şekilde sıralandırılmaktadır. 


Yeni Sağ Gerçeklik Yaklaşımı: Yeni Sağ Gerçekçilik yaklaşımı en belirgin şekilde James Wilson ve Ernst Van den Haag’ın çalışmalarında temsil edilmiştir. Suçun sosyolojik olarak araştırılmasını ve özellikle suçu yoksulluğa ve sınıf temeline bağlayan tüm kurumsal suç yaklaşımlarını reddetmektedir. Yani suç sorunuyla mücadelede sorumluluk dengesini, devlet müdahalesinden devlet-vatandaş ortaklığına taşıma arayışındadır. Suçun insan doğasıyla ilgili bir olgu olduğuna ısrar eder. İnsanın kötücül bir varlık olduğuna inanılır. Eğer kontrol altına alınmazsa herkesin her an suç işleyebileceği düşünürler. vatandaşların, kendi çocuklarını disipline ederek ve ahlaki yönden eğiterek, suçu ve düzensizliği önlemek için toplum içinde kolektif çalışma yürüterek ve kendi mal varlıklarını koruyarak kendi rollerini oynamaları gerekmektedir.

 

Yeni Sol Gerçekçilik Yaklaşımı: Hem Marksizm’e hem de yeni sağ ideolojiye itiraz geliştirerek ortaya çıkmıştır. Suçluların siyasal isyancılar veya romantik kahramanlar algılanmasına karşı çıkmıştır. Yeni Sağ Gerçekçi yaklaşımın önerdiği toleranssız ve aşırı güvenlikçi uygulamaların aksine daha insancıl ve esnek olarak rehabilitasyon stratejilerine geçiş yaparak toplumun suç üzerindeki etkisini azaltacağını düşünmektedir. Yeni sol yaklaşımda suçun toplumda dışlanılan, kendi durumlarının diğerlerinden kötü olduğunu düşünenler ve durumlarının köklü bir biçimde haksızlık olduğunu hissedenler tarafından işlenmekte olduğunu öne sürerler. Soyut bir analiz yerine niteliksel analizin değerini ve olgusunu öne çıkartmışlardır. Yeni sol yaklaşımda suç oranlarının azaltılması için sosyolojik, ekonomik, kültürel anlamda yeni bir perspektif düşünce oluşturmuştur. Yeni solculara göre suç sorunlarıyla uğraşmak çok boyutlu stratejiler gerektirmektedir. Adaletle yeni sol gerçekçiliğin temel yapı taşıdır. Bu yaklaşım gerek ekonomik gerekse eğitim anlamında yeni reformlar geliştirilmesini esas kılmaktadır. Bunun yanında konut ve toplumsal hizmetin geliştirilmesini talep etmektedir.

 

Feminist Suç Kuramı: Feminist kuram, insanlar arasında var olan ve insanların çeşitli kaynaklara erişiminde eşitsizliğe sebep olan farklara yaslanan çatışma teorileri arasında yer almaktadır. Feminist kuramda, toplumsal cinsiyet teorisi merkezi bir kavramdır. Feminist suç kuramı, suç çalışmalarında kadınların görünmez kılınmasını sorgulamakta ve büyük oranda erkeklerin egemen olduğu, yani ataerkil toplumsal düzenin eleştirisini dillendirmektedir. Bu bağlamda Feminist suç kuramı düzenin sağlanmasının en temel sebebinin kadın-erkek eşitliğine bağlamaktadır.

 

 Postmodernist Kriminoloji Yaklaşımı: Nihilizm olarak da adlandırılabilmektedir. Herhangi bir olgu hakkında gerçekliğin bilinemeyecek kadar karmaşık, çelişkili ve anlaşılması zor bir durum olduğuna işaret ederler. Postmodern Kriminolojisi Sadece geleneksel ve pozitivist kriminolojiye meydan okumakla kalmaz, aynı zamanda şiddet suçlarına karşı ana-akım ve ilerlemeci sosyal politikalara da karşı çıkmaktadır. Postmodern yaklaşım; suçun ortaya çıktığı sosyolojik durumdan ziyade içgüdüsel davranışlar ve hazzın ön plana çıkaran boyutlarını incelemektedir.

 

 

Barışçıl Kriminoloji Yaklaşımı: Dünyadaki tüm ülkelerin adalet sisteminin ülkeleri başarısızlığa uğratacağını düşünen yaklaşımdır. Ortadan kaldırmaya çalıştığı şiddet sistemini yeniden ürettiğini iddia etmektedirler. Adalet sistemi içindeki baskıcı önlemleri reddederek; meditasyon, uzlaşma, alternatif çatışma çözümleri ve cezalandırıcı olmayan bir adalet anlayışı ile daha insani ve kolektif vicdana dayalı stratejilerin günümüz toplumlarının daha barışçıl ve güvenilir ilişkilerine dayalı bir toplum haline gelebileceğini öne sürdürmektedir.

 

Yeşil Kriminoloji Yaklaşımı: Gıda ve tarım faaliyetlerinin aşırı endüstrileşme faaliyetlerinin konusu haline gelerek genetiği değiştirilmiş ve kısırlaştırılmış tohumların üretimi, kapitalist çiftçilerin organik tarımı ticari bir metanın parçası haline getirmesi de ekolojik bozulma süreçlerinin bir sonucu olduğun düşünen yaklaşımdır. Doğal ve organik gıdanın (hilesiz) üretimlerinin arttırılması gerektiğini doğanın genetikleriyle oynanılmaması gerektiğini savunmaktadırlar. yeşil kriminoloji, diğer suçluluk türlerinin soruşturulmasını ihmal etmeksizin, çevresel ve suç yasalarının, çevreye yönelik suçluluğun, doğanın ve canlıların istismarı ve sömürülmesinin kapsamlı bir analizinin elzem olduğu çevreci bir kriminoloji teklif etmektedir.

 

a-) Ekolojik Ayrımcılık: Atık fabrikalarının, kirliliğin ve çevre tahribatının esas olarak orantısız bir biçimde azınlıkları, yoksul grupları ve üçüncü dünya vatandaşlarını olumsuz olarak doğrudan etkilediğine işaret etmektedir. Dahası, çevresel deformasyona uğraşamadan elde edilen organik ürünlerin ve sağlıklı çevrenin öncelikle alım gücü yüksek sınıfların ve elitlerin hizmetine sunulduğu öngörüsüne dayanmaktadır.

 

-  Bunların yanı sıra küreselleşmeden kaynaklanan suçlar ve bu suçların değişen yüzleri de toplumun suç oranlarını etkilemektedir. Teknolojiyle iç içe geçen siber, bireysel ya da örgütsel suç faaliyetler daha hızlı ve esnek, anlaşılması çok kolay olmayan anlaşılması zor stratejilerle ayakta kalabilmekte ve yaygınlaşabilmektedir.

 

 

Küreselleşmiş Suç Örgütü Şebekeleri ( ORGANİZE SUÇLAR): Son 20 yılda örgütlü suç faaliyetlerinin ekonomik küreselleşmenin ve yeni iletişim, ulaşım teknolojilerinin yarattığı fırsatlardan yararlanarak, artan oranda uluslararası bir boykot kazandığını ileri süren Manuel Castells organize suçlarla ilgili Bin yılın sonu ''End of Millenium 1998'' adlı kitap yazmıştır. Günümüzde de küreselleşmiş organize suçların araştırılmasında büyük öncülük etmiştir. Küreselleşmenin artan bilişim ağları ve olaylaşan ulaşım teknolojileri imkanları üzerinden ve farklı ülkelerin yasal boşluklarından yararlanmaktadır. Bu suç şebekelerinin yeni küresel ekonominin önemli bir özelliği haline geldiğinin altını çizmektedir.

 

Siber Suçlar: Bilişim teknolojilerinin kapasite ve fırsatlarından yararlanarak girişilen siber suçlar oldukça çeşitli ve karmaşıktır. Bu teknolojiler sayesinde işlenen suçlar; birilerinin yasal olmayan şekilde gizlice dinlenmesi ve gizlenmesi, hackerlar aracılığıyla elektronik vandalizm ve terörizm, iletişim hizmetlerinin manipülasyonu, sanatsal ve akademik ürünlerin yasal olmayan şekilde kopyalanması, erişilebilir hale getirilmesi, her türlü nefret propagandasının yapılması, elektronik para aklama, yasal olmayan para transferi, hırsızlık, veri ele geçirme, veri aktarma gibi çok çeşitli faaliyetler haline dönüşmektedir.

 

Beyaz Yakalı Suçlar: beyaz yaka suç değimi ilk olarak 1949 yılında Edwin Sutherland tarafından ortaya atılmıştır. Vergi sahtekarlığı, yasa dışı satış uygulamaları, hisse senedi ve gayri menkul sahtekarlığı, zimmetine para geçirme, tehlikeli ürünlerin üretilmesi, doğrudan hırsızlık, banka hortumlama gibi pek çok faaliyeti kapsamaktadır. Sosyologlar hükümet bürolarında ve şirket yönetim kurullarında işlenen beyaz yakalı suçlar için ''Sokak suçlar'' teriminin tersine ''süit suçlar'' deyimini kullanmaktadır.

 

a-) Şirket Suçu: Şirketlerin ya da şirket adına hareket eden kişilerin yasa dışı işlemleridir. Şirket suçları hatalı ya da tehlikeli ürünlerin satışından, çevrenin bilinçli olarak kirletilmesine kadar uzanan bir çeşitliliğe sahiptir. Şirket suçu, yasa dışı kirletme, ürünlerin yanlış tanıtılması, sağlık ve güvenlik düzenlemelerinin ihlali gibi büyük şirketlerin işlediği suçları kapsamaktadır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar