Bürokrasilerin bir toplumda yaygın bir nitelik göstermesi, bir çok bakımdan demokrasiyi zayıflatır. Bürokrasinin potansiyeli ve fiili olarak demokrasiye karşı bazı tehditlerinden söz edilmektedir. Bu tehlike ve dayandığı görüşler şu şekilde sıralanabilir:
- Bürokrasi, toplumda çok büyük güç eşitsizlikleri ya da dengesizlikleri meydana getirmektedir. Çünkü bürokrasi, onu kontrol eden çok az kişiye, genel olarak topluma ve özel olarak devlete, çok fazla etki yapma olanağı sağlamaktadır. Siyasal ve toplumsal anlamda oluşan güç dengesizlikleri, egemenliğin toplumun bütününe dayandığı ve herkesin bu egemenlikte eşit hakka ya da söze sahip olduğuna dair demokratik ilkeleri ihlal etmektedir.
- Bürokrasi,
siyasi gücü arttırmak ya da baskıcı bir devlet yönetimi oluşturmak isteyen
siyasi ve bürokratik elitin aleti olabilir. Ayrıca siyasi ve bürokratik elit
sosyal hareketlilik süreçlerinin çoğunu; ekonomik, mesleki, kültürel ve benzeri
faaliyetleri, toplumun gelişim dinamiklerini kontrol altında tutma
eğilimindedir. Öte yandan bürokrasi seçimle başa gelmiş iktidarın denetimi
dışına da çıkabilir. Bürokrasi bunu uzmanlığını, gücünü ve bilgi kaynaklarını
kullanarak gerçekleştirebilir. İstihbarat örgütlerini ve askeri bürokrasiyi iyi
denetleyemeyen hükümetlerin, zaman zaman askeri darbelere yeni düşmeleri bunun
birer örneğidir.
- Bürokrasi
siyasi bakımdan tarafsız olması gerekirken, idari gücü ve yeteneği sebebiyle
bundan sapabilmektedir. Bürokrasi zaman içinde kendi kimliğini kaybetmekte ve
örgütsel bir amaç haline dönüşebilmektedir. Bürokrasi kendi içerisinde belirli
görüşleri olan sosyal bir sınıftır. Bu durum bürokratların devlet işlerini
yönetme tarzına, kamu politikalarına ya da programlarını uygulama biçimine
yansır. Memurlar, kendi siyasi ve sosyal örgüt yapılanmalarını geliştirirler ve
belli bir çıkar grubunun temsilcileri gibi hareket ederler.
- Vakıf,
dernek ve sendika gibi kendi kendini yöneten küçük gönüllü kuruluşların
varlığı, demokrasi için hayati önem taşımaktadır. Bu kuruluşlar, demokratik
katılım konusunda tecrübe olanağı sağlar, siyasi konulara ilgi uyandırır ve
toplumsal sorunlara kayıtsızlığı azaltırlar. Demokrasinin aracı kurumları
olarak nitelendirilen bu örgütler, özellikle gelişmiş ülkelerde, günümüzde çok
daha bürokratik hale gelmişlerdir. Gönüllü kuruluşlardaki bürokratikleşme
eğilimi, demokratik katılımın bu önemli kaynağını verimsizleştirmektedir.

0 Yorumlar